Diş Hekimi İçin MHRS Düzenlemesi

Diş Hekimi İçin MHRS Düzenlemesi Kamuda Görev Yapan Diş Hekimlerine Yeni Bir Uygulama Getiriyor!

Kamuda görev yapan diş hekimleri artık Sabit MHRS uygulamasıyla karşı karşıya! Temmuz ayından itibaren 19 MHRS ve 2 devam eden hasta ile başlanacak olan bu sistem, diş hekimlerine yeni düzenlemeler getiriyor.

Hekimsen tarafından yapılan açıklamaya göre, kamuda görev yapan diş hekimlerini ilgilendiren MHRS düzenlemesi netlik kazanıyor. Yapılan açıklamada, “Gelecek aylarda diş hekimlerinin performans puanları günlük çalışma günlerine bölünerek belirlenecek ve buna göre MHRS ve Devam Eden MHRS belirlenecek. Toplam hasta sayısı yine 21 olacak. Ancak, diş hekimlerinin günlük muayene ve diş tedavisi yapabilecekleri hasta sayısı bilimsel olarak 12 olarak belirlenmiş olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı niçin diş hekimlerinden günlük yüksek sayıda hasta muayene ve diş tedavisi yapmalarını istiyor?”

Gelir Düşüşü ve Artan Şiddet Olayları Endişe Yaratıyor!

Diş hekimlerinin girişimsel işlem puanlarının düşük olması ve işlem gelirlerinin yüksek olmasından dolayı, MHRS sayısının artması durumunda kurum daha fazla gelir elde edebilir ve teşvik havuzuna daha fazla gelir girebilir. Ancak, MHRS sayısının 21 olması hastalara ayrılan zamanın azalmasına ve diş hekimlerinin hastalarına yeterince diş tedavisi yapamamalarına neden olabileceği için gelirlerin düşmesine ve şiddet olaylarının artmasına yol açabilir. Devam Eden hastalara verilen randevularda, yapılacak işlemler tedavi paketine dahil olduğundan dolayı işlemler gerçekleştirilemeyebilir ve bu durum diş hekimleri için sorun teşkil edebilir. Örneğin, kron-köprü protezi randevusunda simantasyon işleminin sisteme girilememesi gibi. Sağlık Bakanlığı, nitelikli diş tedavisi uygulanmasını teşvik etmek yerine Temmuz ayından itibaren uygulanacak sabit 21 MHRS uygulamasına odaklanarak kamuda niceliksel ve ticari hesaplamalar yapmaktadır. Bu durum üzerine Hekimsen Hukuk Birimi paylaştığı bilgilerle ilgili hukuki süreci başlatmı ve davanın süreççisi olacaktır. Hekimsen, diş hekimlerinin yanında olmaya devam edecektir.

(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Related Posts

Kalp hastalıklarına karşı sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme önerisi

Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, beslenme alışkanlıklarının kalp ve damar sağlığı üzerinde önemli etkileri olduğunu belirtti.

Türkiye şişmanlıyor mu? 3,5 milyon kişilik ölçümden çarpıcı sonuçlar

Sağlık Bakanlığı’nın ülke genelinde hayata geçirdiği ‘İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa’ kampanyasının ilk 5 haftasında ölçüm yapılan 3 milyon 572 bin 436 kişiden 2 milyon 221 bin 201 kişinin vücut kitle indeksi ‘normal’ kilo aralığının üzerinde çıktı. Ölçüm yapılanların yaklaşık yüzde 5’inin ‘zayıf’, yüzde 32’sinin ‘normal’, yüzde 35’inin fazla kilolu, yüzde 28’inin ‘obez’ aralığında olduğu; erkeklerde ‘fazla kiloluluk’, kadınlarda ise ‘obezite’ oranının fazla olduğu belirlendi.

Unutulmuş bir kanser türü gençlerde hızla artıyor: Bilim adamları uyardı

Apandis kanseri, bugüne kadar öylesine nadir görülen bir hastalıktı ki çoğu insan bunun varlığını bile bilmiyordu. On yıllar boyunca doktorların meslek hayatlarında belki sadece bir ya da iki kez karşılaştığı ve genellikle ileri yaşlarda teşhis edilen bu kanser türü, son dönemde giderek daha genç yaş gruplarında görülmeye başlandı.

Çocukluk travmaları çikolata kisti riskini %60 artırıyor

İsveçli bilim insanları, çocukluk travması bulunan kadınların çikolata kistine yakalanma riskinin travması olmayanlara kıyasla daha yüksek olabileceğini ortaya koydu.

Sahte İmza İle Üyelik Soruşturması Sonuçlandı

Sahte imza ile üyelik soruşturması!  Rize’de işyeri temsilcisine sahte imza ile üye yaptığı iftirasına, il sağlık müdürlüğü soruşturmasın da suçsuzluğunun ardından mahkemede tazminata hükmetti.

Zayıflatan iğneler tartışma yarattı: Etkisi kalıcı değil bırakınca gerçek yüzü açığa çıkıyor

Son dönemin en popüler obezite tedavisi olan semaglutid iğneleri, hızlı kilo verdiriyor ama bırakanlarda kilo geri dönüyor. Uzmanlar, kalıcı zayıflamanın sadece iğneyle mümkün olmadığını, yaşam tarzı değişikliğinin şart olduğunu vurguluyor.